Kubat Gesi Bağları

31 Oca 2009



Şarkı Sözü
Gesi bağlarında dolanıyorum yitirdim yarimi
Aman aranıyorum yitirdim yarimi aman aranıyorum
Bir tek selamına güveniyorum gel otur yanıma
Hallarımı söyleyeyim derdimden anlamaz ben o yari neyleyim

Gesi bağlarında üç top gülüm var hey Allah'tan korkmaz
Sana bana ölüm var hey Allah'tan korkmaz sana bana ölüm var
Ölüm varsa bu dünyada zulüm var
Atma garip anam beni dağlar ardına
Kimseler yanmasın anam yansın derdime

Hareketli sevgi e-kartları

29 Oca 2009

Sevgimizi göstermek için neden hep özel günleri bekleriz...
Sevginin gösterileceği en özel gün 14 Şubat Sevgililer Günü diye düşünüyorsanız, sanal alemde kutlamak için buyrun e-kartlar...

sevgililer günü hareketli ekart

Gribe karşı doğal ilaçlar

28 Oca 2009

Sarımsak
Bilinen en eski antibiyotik, yaklaşık beş bin yıldır ilaç olarak kullanılmakta. Bakteri, virüs, mantar ve parazit öldürücü maddeler içerir. Bağışıklık sistemini uyarır, safra salgılattırır, spazm çözer ve tansiyon düşürür. Antibiyotiğe dirençli hastalıkların tedavisindeki en güçlü bitkilerdendir. Sarımsak dünyada üzerinde en çok tüp ve canlı, insan ve hayvan deneyleri yapılmış bitkidir ve bunca deney sonucunda güçlü anti-bakteriyel ve anti-viral etkinliği olduğu kanıtlanmıştır.

Kekik
En eski ve en fazla sayıda antibiyotik madde ihtiva eden doğal maddelerden biridir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarından sinüzite, idrar yolu enfeksiyonlarından prostat iltihabına, kolitlerden hepatitlere kadar geniş kullanım alanı vardır. Çayından çok ekstresi, yağı ve distilasyon suyu kullanılır. Yüksek tansiyonu olan hastalarda sakıncalıdır.

Meyan Kökü
Antik tıp tarihinin bilinen en geniş kullanımlı bitkisidir meyan kökü. Botanik ismi glycyrrhiza glabra olmakla birlikte birçok ülke tıbbında likoris adı altında kullanılır. Latince karşılığı tatlı kök demektir Çin ve Asya tıbbında M.Ö. 2000 yıllarından beri kullanıldığına dair kayıtlar mevcuttur. Mısırda firavun mezarlarından çokça çıkarılmıştır. Çin tarihinde önemli bir yere sahiptir, yüzyıllar boyunca Çin imparatorlarının bu maddenin ekstresini ‘canlandırıcı tonik ‘ olarak senenin belirli dönemlerinde rutin olarak kullandıkları söylenir. İçerdiği doğal antibiyokitlerin yanında solunum yollarını koruyucu ve ‘mukus’ dediğimiz salgıyı artırıcı özelliği olması onu üst solunum yolları enfeksiyonlarındaki kırgınlıklarda vazgeçilmez yapar. Çin tıbbında ve mutfağında halen aktif olarak kullanılır, toksinlerden arındırdığına inanılır ve enerji içeceği olarak tüketilir. Bu ülkede bu bitkinin lakabıysa ‘bitkilerin atası’dır.

Okaliptüs
Antiseptiktir, bakteri ve virüs öldürücü özellikleri vardır. Vücuttan akciğer ve idrar yolu ile atıldığı için özellikle solunum yolları ve idrar yolu enfeksiyonlarında yardımcıdır. Dünya çapında yapılan birçok araştırma sonucunda antibiyotiğe dirençli birçok enfeksiyonda okaliptüs etkili bulunmuştur ancak çalışmaların çoğu hayvan deneyi düzeyindedir o yüzden dikkatli ve doktor kontrolünde, kişiye özel uygun dozlarda kullanılmalıdır.

Zencefil
Zencefilin kanser tedavisindeki destek etkisini, özellikle kemoterapi alan hastaların bulantılarını giderdiğini biliyoruz. Çok yönlü etkileri olan bu bitkinin antibiyotik etkinliği de var, virüs ve bakterileri öldürebiliyor. Bu özelliği, kodeine benzer öksürük kesici ve antihistaminik (allerji giderici) etkileriyle de birleşince, onu üst solunum yolları enfeksiyonlarının vazgeçilmezi yapıyor. Ayrıca kronik yorgunluğa da birebir.

Niran Ünsal Haktan

27 Oca 2009

Aşklar neden nefrete dönüşüyor?

21 Oca 2009

"Bizi ancak ölüm ayırır." diyen nice çiftler, "Yüzünü ölene kadar görmek istemiyorum." demeye başlıyor. Bu çiftler bu duruma nasıl geliyor? Aralarındaki o büyük sevgi neden nefrete dönüşüyor? Sevgilerin alev topu gibi parlayıp sönmemeleri için nelere dikkat etmeleri gerekir.

1) "Ben" değil, "biz" deyin: Evlilikteki mutluluğun şifresi "biz" kelimesidir. Evlendikten sonra eşler, başına buyruk yaşamamalıdır. Eşler evlilik kitabından "bana ne" kelimesini çıkarıp, "Biz ne yapabiliriz?" cümlesini koymalıdır. Çünkü "biz" bir aileyi, bir bütünlüğü ve beraberliği simgeler.

2) Mutlu olmaya odaklanın: Mutlu olmaya karar verin. Kendinizi ve eşinizi mutlu etmenin yollarını araştırın. Bu konuda yazılan kitapları okuyun. Aklı başında deneyimli büyüklerinize danışın. İçinden çıkamadığınız bir probleminiz varsa psikolojik destek alın.

3) Sorumluluğunuzu bilin: Evliliğin can damarı eşlerin sorumluluklarını bilmeleridir. Her eş kendine düşen sorumluluğu yerine getirdiğinde o ailede mutluluk duvarı kendiliğinden örülür. Aksi takdirde o ev ağlama duvarına döner.

4) Pozitif düşünün: Eşinizle aranızda geçen bir anlaşmazlık veya tartışmada onu gözünüzde küçültmeyin. Kötülüklerini sıralamak yerine güzel yönlerini ve huylarını hatırlayın. Bir insan olduğunu hata yapabileceğini varsayın. Unutmayın, "Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır."

5) Basit şeylere takılmayın: Her evlilikte mutlaka birtakım sıkıntılar olur. Kimi insanlar günlerce o basit olayı gözlerinde büyütür. Oysa hayat basit olayları düşünecek kadar uzun olmadığı gibi; tasalanmaya değmeyecek kadar da kısadır.

6) Hayatınızda boşluk bırakmayın: Hayatta yapacak şeyleri olmayanlar, oturup problem üretirler. Boş zamanlarını o problemi konuşarak doldururlar. O boşluğu kitap gazete okuyup, okuma programlarına katılarak doldurun. Zihniniz dolu olduğunda eşinizin kontrolsüz söylenmiş sözlerini kuruntu yapmazsınız.

7) Olaylardan ders alın: Yaşadığınız olaylardan ders alın. Kim nerede ne hata yapmış bunu vicdanınıza sorun. Şayet siz haksızsanız hatanızı kabul ederek aynı hataya düşmeyin. Eşiniz haksızsa onun haksızlığının üzerinde durmayın.

8) Tenkitten uzak durun: Darda kaldığınız zaman hemen eşinizi tenkit ipiyle boğmayın. Tenkit tıpkı bir çalı gibi eşinizin yüreğini parçalayıp kanatır.

9) Geçmişin kötülüklerini unutun: Mazinin kötülüklerini tozlu raflara kaldırın. Nasıl olsa elemi gitmiş lezzeti kalmıştır. Üzülmekle o acıları değiştiremediğiniz gibi; eşinizi de kendinizi de harap edersiniz. Geçmişin acılarına harcadığınız enerjiyi gelecek için harcayın.

Gülay Atasoy

Kendi Kendini Temizleyen Perde 'Green Guard'



Hanımların hoşlanmadığı ev işlerinin arasında tül perde yıkamak daha doğrusu yıkanmış perdeleri asmak vardır. Yıkama işini makina hallediyor da asmak tam bir işkence :S

Şimdi harika bir haber vereceğim. Kendi kendini temizleyen perde...

Elvin Perdecilik dünyada ilk defa perdede nano teknolojiyi kullanarak kendi kendini temizleyen perde 'yeşil koruma' anlamına gelen 'Green Guard'ı üretmiş. Çay, yağ, şarap gibi organik maddeleri zamanla kendi kendine yok eden, mikrop barındırmayan, koku gideren, UV ışınları engelleyen, yıkamak zorunda olmadığımız için su ve elektrik tasarrufu sağlayan çevreci bir perde.

Mesela Green Guard perdeniz yağ lekesi oldu, hemen alıp hoop makinaya atmanıza gerek yok. Siz unutun yağ lekesini güneş ışığında o kendi kendini temizleyecek.

Tamamıyla yerli bir ürün olan Green Guard yurt dışından yoğun ilgi görüyormuş. Bu tür ürünlerin artması kazancın ülke piyasasında kalması en büyük dileğimiz...

Kendi kendni temizleyen perdenin özellikleri:
• Gün ışığı ve floresan ışık altında organik kirleri kendi kendine temizler.
• Antimikrobiktir.
• Bulunduğu ortamın havasını temizler.
• UV ışınlarının zararlı etkilerinden korur.
• Dayanıklı ve kalıcıdır.
• Zararlı madde içermez.
• Doğaya ve sağlığa hiçbir olumsuz etkisi yoktur.
• Bağımsız kuruluşlarca test edilmiştir.
• Yıkanması gerekmediği için su ve enerji tasarrufu sağlar.

Ayrıca firmanın özellikle yaz aylarında kolaylık sağlayacak sivrisinek kovucu ve kokulu perdeleri var. Elvin tekstilin web sitesini ziyaret ederek ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

Kış meyvelerinden reçel nasıl yapılır?

19 Oca 2009

Yaz aylarında bol bol tükettiğimiz meyveleri kış aylarında da yiyebilmek için reçel yapmayı tercih ederiz. Reçeller günün en önemli öğünü olan kahvaltı sofralarımıza lezzet ve vitamin katar. Zayıflamış olan bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye yarar. Rengarenk görünüşleriyle de iştahımızı açar.

Nedense yaz meyvelerinden bolca yapılan reçeller kış meyvelerinden pek yapılmaz. Gelin bir değişiklik yapalım ve kış meyvelerini reçel için kullanalım. Bu vitamin kaynaklarını yaza taşıyalım...

Portakal reçeli

Malzemeler

1 kg. portakal
1,5 kg. toz şeker
1 çay bardağı su

Hazırlanması

— Portakalların içlerini boşaltın (1 kg. gelmeli).
— Bu içleri tencereye koyup karıştırıcı yardımıyla ezin. (İçinde biraz pütür bırakabilirsiniz)
— Ezilmiş içleri şeker ve suyla birlikte karıştırarak, iyice koyu bir kıvama gelinceye kadar pişirin.
— Sıcak sıcak kavanozlara dökün.

Elma reçeli

Malzemeler

1.5 kg elma
250 gr toz şeker
1 adet çubuk tarçın

Hazırlanması

— Elmaları yıkayıp, dört eşit parçaya bölün.
— Çekirdekleri çıkarıp, çekirdek yataklarını temizledikten sonra tencereye koyun.
— Tencereye bir miktar su ve tarçın koyduktan sonra tencerenin kapağını kapatıp orta ateşe oturtun.
— Elmalar sularını salıp tekrar çekmeye başladıklarında tencereyi ateşten alın.
— Elmaları tahta bir kaşık yardımıyla bastırarak ezip, süzgeçten geçirin.
— Elmalara şekeri katın ve tekrar tencereye alıp orta derece ateşe oturtun.
— Tahta bir kaşıkla karıştırarak marmelat kıvamını buluncaya dek kaynatın.
— Sonra ateşten alın ve soğumaya bırakın.
— Ilıklaştığında kuru cam kavanozlara boşaltın, soğuduğunda kavanozların kapaklarını kapatıp, serin bir yerde muhafaza edin.

Ayva reçeli

Malzemeler

1 kg. ayva
5-6 su bardağı şeker
1 çay kaşığı limon tuzu veya 1 limon suyu

Hazırlanması

— Ayvaları dilimlenip soyun.
— Ortalarını çıkarıp istediğiniz biçimde doğrayın.
— Ayvaların çekirdeklerini ve kabuklarını 4–5 bardak suda haşlayıp, suyunu alın.
— Ayvaları bu su ile haşlanana kadar kaynatın, suyunu süzmeyin.
— Sonra şekerini ilave edip, reçel kıvamına gelene kadar kaynatın.
— Ateşten almaya yakın, limon tuzu veya limon suyunu ilave edin.
— Ilıklaşınca kavanozlara boşaltın.

Armut reçeli

Malzemeler

1 kg armut
600 gr toz şeker
Karanfil

Hazırlanması

— Armutları yıkayıp, dört eşit parçaya bölün.
— Çekirdekleri çıkarıp, çekirdek yataklarını temizledikten sonra tencereye koyun.
— Tencereye bir miktar su ve birkaç adet karanfil koyduktan sonra tencerenin kapağını kapatıp orta derece ateşe oturtun.
— Armutlar sularını salıp tekrar çekmeye başladıklarında tencereyi ateşten alın.
— Armutları tahta bir kaşık yardımıyla bastırarak ezip, süzgeçten geçirin.
— Armutlara şekeri katın ve tekrar tencereye alıp orta derece ateşe oturtun.
— Tahta bir kaşıkla karıştırarak marmelat kıvamına buluncaya dek kaynatın.
— Sonra ateşten alın ve soğumaya bırakın.
— Ilıklaştığında kuru cam kavanozlara boşaltın, soğuduğunda kavanozların kapaklarını kapatıp, serin bir yerde muhafaza edin.

Mandalina reçeli

Malzemeler

1 kg. mandalina
1 limon
7–8 su bardağı şeker

Hazırlanması

— Şekeri tencereye koyup 5 su bardağı su ilâve ederek orta kıvamda bir şurup hazırlayın.
— Mandalinaları yıkayıp kabuklarını soyup, bıçak ucu ile birkaç yerinden delin.
— Mandalinaları tencereye koyup, üzerini örtünceye kadar sıcak su ilâve edin.
— Orta hararetli ısıda beş dakika kaynatıp suyunu süzün.
— Acılığının gitmesi için iki kere daha suyunu değiştirip beşer dakika kaynatın.
— Son suyunda yumuşayıncaya kadar pişirip, suyunu süzün.
— Yumuşayan mandalinaları uzunlamasına ikiye bölün.
— Yarım daire şeklinde dilimleyerek, çekirdeklerini çıkartın.
— Kıvamlı şuruba mandalina dilimlerini ve limon suyunu ilave edip hafif hararetli ısıda reçel kıvamına gelinceye kadar kaynatın.
— Sıcakken ısıtılmış kavanoza boşaltıp soğuyunca ağzını sıkıca kapatın.

Kaynak www.moraldunyasi.com

Can Yücel / Yalnızlığa Dayanırım Da

18 Oca 2009

Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla,
Yaşlanmak hoş değil, duvarlara baka baka.
Bir dost göz arayışıyla,
Saat tıkırtısıyla....
Korkmam geçinip gideriz biz mutlulukla,
Ama;
''Günün aydın, akşamın iyi olsun'' diyen biri olmalı.
Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.

Yoksa , zor değil, hiç zor değil,
Demli çayı bardakta karıştırıp,
Bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama; ''Çaya kaç şeker alırsın?''
Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra........

CAN YÜCEL

Candan Erçetin / Ben Kimim?

17 Oca 2009

Yiyeceklerin sindirim süreleri...

16 Oca 2009

Yediklerimizi ne kadar süre içinde sindirebildiğimizi bilirsek, spor, uyku gibi herhangi bir faaliyete başlamadan önceki öğünlerimizi daha bilinçli düzenleyebiliriz.

Örneğin uzun bir işe, yürüyüşe veya spor gibi yüksek performans gerektiren bir işe başlamadan bir saat öncesinde bir şeyler yememiz gerekiyorsa, sindirimi bir saat içerisinde tamamlanabilecek besinleri tercih etmeliyiz. Genel bir fikir vermesi açısından besinlerin sindirim süreleri şu şekilde özetlenebilir:

1 saatte sindirilebilenler: Su, çay, kahve, enerji yiyecekleri, sporcular için özel hazırlanmış karbonhidrat konsantreleri.

2 saatte sindirilebilenler: Süt, kakao, yoğurt, et püresi, beyaz ekmek, muz, müsli/corn flakes tarzı kahvaltılık tahıllar, hafif sebze, prinç/pilav, alabalık protein konsantreleri.

3 saatte sindirilebilenler: Siyah ve karışık ekmekler, kek, patates, yumurta, büyükbaş hayvan ve koyun eti, tavuk, sebze, elma.

4 saatte sindirilebilenler: Sosis, salam, hindi, dana kızartması, biftek, fındık-fıstık.

5 saatte sindirilebilenler: Kabuklu yemişler, kızartmalar, patates kızartması.

6 saatte sindirilebilenler: Pastırma, mantar, ton balığı.

7 saatte sindirilebilenler: Kaz eti, sardalya, tuzlama balık.

Su olduğunu düşün

Bir an için sen su olduğunu düşün. Su denli özel, su denli yararlı ve su denli çok, tükenmez…

İnanıyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak; dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın. Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsın… Unutma daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin, gürültünün parçası olursun yalnızca!.

Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir. Çünkü; “Su nasılsa burada, gerek yok ki suyu kana kana içmeye” diye düşünürler…

Tıpkı, sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi!O ormandaki hiçbir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden su içmeye çalışmadı şimdiye dek. Hepsi, hep sabahın en sakin anını bekledi; suyun durgun yerlerini bulabilmek için. Onlar için en uygun olan kendi istedikleri zamanda. Sen, hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi vazgeçilmez… Ve su gibi yaşam kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol. Su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil!..

Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi gerekli ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu da unutma. Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de “kıyametler” koparıcı olabileceğini unutma…Vadiler varken önünde ve ovalar varken, yayılabileceğin küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, yaşam verirsin çevrene.

Tercih elindeydi hep ve hep de “senin” ellerinde olacak… Ya tutmayı öğreneceksin dilini ya da hiç durmadan konuştuğun için, yalnızca bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara!

Ama yapman gereken şu değil mi? Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini. Düsüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini, kimin anlayıp anlamadığını. Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini… Sen şimdi “su olduğunu” düşün ve kendini “su gibi” hisset…

Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı… Su gibi yaşam kaynağı ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu anımsa… Ama yine su gibi “bir küçük bardağın içine” sığdır ki kendini girebilmeyi öğren insanların damarlarına. Yaşam ver… Vazgeçilmez ol!..

Emine Erdoğan'ın Gazze soykırımı konuşması

10 Oca 2009

Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'Filistin'de Barış İçin Kadınlar Toplantısı'nda yaptığı açılış konuşmasında gözyaşlarını tutamadı.

Filistin için dua

7 Oca 2009

Kabe imamlarından Şeyh Ahmed Bin Ali El Acmi'nin sesinden Filistin için yapılan dua...


Allah'ım ümmetimizi gaflet uykusundan uyandır.
Onları ölüm uykusundan dirilt.
Allah'ım onların liderlerini ve yöneticilerini ıslah et.
Allah'ım onların elini hak üzere tut.
Onların kalplerine senin korkunu ver.
Onların kalplerinden kafirlerin korkularını çıkar.
Onların kalplerine imanı yerleştir.
Allah'ım onların işlerini ıslah et.
Allah'ım onları İslamla izzetlendir.
Ve İslamı onlarla izzetlendir.
Allah'ım cihadı onlarla zenginleştir.
Ey Alemlerin Rabbi
İzzet senindir.
Allah'ım dinimizi izzetlendir. Dönüş sanadır...

Amin...
diyoruz devamını videodan takip edebilirsiniz...

Ben Filistinli Çocuğum / Şeyma

1 Oca 2009

İsrail'in bombaları altında kalan Filistinli çocukların duygularına tercüman olan küçük Şeyma'nın şiiri...

Design by Blogger Templates