Annelik Testi...
30 Haz 2009Nasıl bir anne olduğunuzu test etmeye ne dersiniz?
Soruları cevaplandırıp seçeneklerdeki sayıları toplayın ve alttaki değerlendirmeden sonuca bakın...
SORULAR
1) Soru :Çocuğunuzla birlikte bir aktivite yapacak olsanız nasıl bir davranış sergilersiniz?
a) Seçim konusunda rehberlik ederim ( 2 )
b) Seçimi ona bırakırım. ( 1 )
2) Soru :İşiniz sizin için ne ifade ediyor?
a) Hayatımdaki en önemli şey ( 0 )
b) Önemli, ancak mümkün olsa çocuklarımla daha çok vakit geçirmek isterdim. ( 2 )
3) Soru :Çocuklarımla daha fazla vakit geçirmek için aktiviteler yapar mısınız?
a) Evet. Bu, benim için önemlidir. ( 2 )
b) Ben özel olarak bir şey yapmam. Onların planlarına dahil olmaya çalışırım. ( 1 )
4) Soru :En yakın arkadaşınız sizi nasıl tanımlar?
a) Bazen çok yoğun çalışıyor çok ( 2 )
b) Çocukları onun her şeyi ( 1 )
5) Soru :Çocuğum okula başladığında “Okul Aile Birliği”, “Sınıf Anneliği” gibi faaliyetlerde yer almayı düşünüyorum.
a) Çok fazla katılmayı düşünmem. ( 0 )
b) Seve seve katılırım. ( 2 )
6) Soru :Küçük çocuklar boş vakitlerini kendi başlarına değerlendirmek istediklerinde:
a) Çok fazla TV seyredip boşa vakit geçirdiklerini düşünürüm. ( 1 )
b) Bağımsızlıklarını kazanmalarında etkili olduğuna inanırım. ( 2 )
7) Soru :Bu ay geç saatlere kadar çalıştığınız için akşam yemeğini hazırlamadığınız oldu mu?
a) İki kereden fazla ( 1 )
b) İki kereden az ( 2 )
8) Soru :İşimle evim arasında denge kurmaya çalıştığımda:
a) İşim önce geliyor ( 0 )
b) Evim önce geliyor ( 2 )
9) Soru :Şu anda piyangodan büyük ikramiye kazansam
a) Hemen istifa eder evde otururum ( 3 )
b) Daha çok eğlence yanı ağır basan bir işte çalışırım. ( 1 )
DEĞERLENDİRME
9 – 13 Puan arası
Kendini de düşünen bir annesiniz. Bu, çocuklarınızı düşünmüyorsunuz anlamına gelmiyor. Aksine onların kendi bağımsız kişiliklerinin oluşmasına yardımcı olmaya çalışıyorsunuz. Tek sorununuz denge kurmakta. Bazen kendi işiniz ya da kendi istekleriniz çocuklarınızdan önce geliyor. Denge kurmayı başarırsanız harika bir anne olacağınıza şüphemiz yok.
14 – 18 Puan Arası
Çocukları deyince akan sular duruyor. Her şey bir yana çocuklarınız bir yana. Bu, bir bakıma güzel bir durum. Ancak kendi hayatınızı da ihmal etmemeniz gerekiyor. Hayatınızda bu dengeyi sağlarsanız çok iyi bir anne olacağınıza eminiz.
Bebek.com
Sizleri ne kadar sevdiğimi söylemeyi unuttum...
14 Haz 2009Adam, telaşlı, öfkeli bir halde hanımına bağırıp, çağırıyordu. Babalarının sesini duyan iki çocuk ise yataklarından kalkıp salona gelmişti. Babalarının öfkesini görünce, korkmuş, sinmiş halde birer koltukta sessizce oturup kalmıştı.
Adam, çocuklara, hanımın üzüntüsüne aldırmadan söylenip duruyordu:
-Söyledim değil mi, söyledim. Bu gün toplantı olduğunu, açık mavi gömleği ütülemeni söyledim. “Kahverengi gömlekle gidiversen nolur!”muş. Bugün sunum yapacağım, karamsar bir görüntü mü vereyim, dinleyenlerin içi kararsın, bu da projeye verecekleri oyu etkilesin! Bunu mu istiyorsun?
-Tamam bey, bitti işte.
Adam açık mavi göleği hışımla aldı;
-Bitti, tabi bitti ama ben geç kaldıktan sonra bitmiş neye yarar.
Hanımı çocukların korkmuş yüzlerine baktıktan sonra, yine eşini sakinleştirmeye çabaladı;
-Dün bundan da geç çıkmıştın, vakit var, yetişirsin.
-Anlamıyor ki, anlamıyor ki. Bu gün sunumu ben yapacağım.
Herkesten önce gitmeliyim ki, gelecek önemli konuklara ‘Hoş geldi’ demeliyim.
Adam bir sürü söz daha söylenerek, bağırarak çıktı, arabasını çalıştırıp uzaklaştı.
Hanımı, direksiyon başında da öfke saçan eşinin halinden endişelendi, “Bir kaza yapmasa bari…”
Eşi uzaklaşınca, çocuklarının yanına gidip sarıldı, rahatlatmaya çalıştı.
-Madem erkenden kalktınız, hemen size sultanlara layık bir kahvaltı hazırlayıp getireceğim.
Mutfağa geçti, zihnindeki huzursuzluğu dağıtmak için hemen neşeli müzikler çalan bir radyoyu açtı. Ocağa haşlamak için yumurta koydu, cezvede süt ısıtmaya başladı. Masaya zeytin, peynir, reçel koymayı da ihmal etmedi.
Biraz sonra çocuklarına seslendi
-Kahvaltınız hazııır!
Çocuklar kahvaltıya otururken, radyoda müziğin birden kesilmesi dikkatini çekti. Son dakika haberi anonsuyla, radyonun sesini biraz daha açtı. Radyo’da zincirleme bir kaza haberi vardı. Ayrıntılarla biraz sonra birlikte olacağız demişti spiker ama kazanın yerini söylediği andan itibaren o sandalyesine yığılıp kalmıştı. Spikerin bahsettiği kaza yeri, kocasının her gün işe giderken geçtiği dörtlü kavşaktı.
Eşinin bu kavşaktaki trafikten şikayetçi olduğunu, her sabah yoğun bir trafik olduğunu söyleyişi aklına geldi. “Geç kaldım diye acele edip acaba o da…” Aklına gelen düşünce içini daha da yaktı, hemen ayağa kalktı.
-Çocuklar, unutmayın ocağa yaklaşmak yasak. Kahvaltınızı yapıp salona geçin, oynayın. Benim acil bir yere uğramam gerek, kapıyı da kimseye açmayın tamam mı?
Çocukları uslu, söz dinler olduğu halde, çok kısa süreli de olsa evde yalnız bırakmak zorunda kalsa tekrar tekrar tembihte bulunurdu.
Sokağa çıkmak için üzerine bir şeyler aldı, cebine de bir taksi parası aldı. Kapıya yöneldiğinde kocasının bu kazada ölmüş olabileceği endişesiyle kabaran yüreğine daha fazla dayanamayıp, ağlamaya başlamıştı. Göz yaşlarını çocukları görmesin diye, açık olan mutfak kapısına sırtını dönmeye özen gösteriyordu. İçindeki acının kocasının ölmüş olma ihtimali kadar, giderken kendisini kırması ve çocuklarının önünde bağırıp çağırmasından da kaynaklandığını anladı. Oysa her zaman böyle öfkeli değildi.
-Eğer ölürse, çocuklarım babalarını, son gördükleri haliyle mi hatırlayacak? Kalp kıran, öfkeli bir baba olarak mı kalacak akıllarında?
Kapıdan çıkarken, çocuklarına bir kez daha seslenecekti ama artık akan gözyaşları saklanamayacak haldeydi. Hemen kapıyı açıp dışarı çıkmak için hamle yaptı ama karşısında kapıya doğru adım atmakta olan kocası vardı.
Adam, bir an karısının ıslak yanaklarına baktı; “Haberleri mi dinledin?” diye sordu. Hanımı, konuşamadan sadece başıyla onayladı. Adam, önce sarıldı, sonra eşinin yanaklarını sildi.Hanımı zorlukla sordu;
-Hani önemli bir toplantına geç kalmıştın, niye döndün?
-Kaza benim hemen yakınımda oldu. O anda toplantıdan daha önemli bir şeyi unuttuğumu hatırladım. Eğer o kazada ölseydim…
O anda çocuklar da yanlarına gelmiş, babalarının yine öfkeli olabileceğini düşünerek, annelerinin yanında durmuştu. Adam, bütün içten, samimi gülümsemesiyle çocuklarını yanına çağırdı, boyunlarına sarıldı, yanaklarından öptü.
-Ben bu gün büyük bir hata yaptım ve evden çıkarken, sizleri ne kadar sevdiğimi söylemeyi unuttum. Böyle önemli bir şey unutulur mu hiç. Ne yapalım, ben de geri döndüm.