Ramazan Bayramı e-kart hareketli

27 Eyl 2008

Kurban Bayramı e-kartları için tıklayın...
Ramazan Bayramı hareketli kartpostalları...




Okumat Kur'an okumada devrim...

26 Eyl 2008



Mahmut Toptaş Hoca'nın ders verirken kullandığı orta boy rahle ve ufak ebattaki Kuran'ı Kerim'i okurken zorlandığını gören matbaacı talebesi Hasan Biçer, daha önce eşi benzeri olmayan fihrist tekniği ile 'Okumat'ı icat etti.

Kabı aynı zamanda dört basit hareketle rahleye dönüşen ve 114 sureye çapraz fihrist
yöntemi ile okunan sayfadan direk geçiş yapılan Kuran’ı Kerim’in, çocuklarının resim defteri üzerinde yaptığı çalışmalarla ortaya çıktığını söyleyen Mucit Hasan Biçer, buluşunun İslam dünyasında çığır açacağını belirtiyor.

”Okumat” adını verdiği çapraz fihristli, rahlesi üstünde olan Kuran’ı Kerim’in, tasarım ve modelini adına tescil ettirip patentini alan Biçer ilk olarak Haber 7’ye yaptığı tanıtımda, Okumat’ın özellikle vaiz ve imam hatiplere çok büyük kolaylıklar sağladığını ifade etti.

Kabının rahleye dönüşmesi ile taşıma kolaylığının sağlandığı Kuran’ı Kerim’i okurken istenilen sure ve cüze sayfa kenarlarında yer alan özel fihrist ile tek hareketle ileri ve geri şekilde ulaşılır olmasının çok önemli bir çalışma olduğuna dikkat çeken Hasan Biçer, artık kimse “Nerede kalmıştım? Şu cüz ve süre neredeydi? Sıkıntısı çekmeyecek” diye konuştu.

İlk olarak Haber 7 okurları ile paylaştığı “Okumat” için editörümüz Ersin Çelik’in sorularını cevaplayan Hasan Biçer çapraz fihristli ve rahleli Kuran'ı Kerim'in nasıl kullanıldığını uygulamalı olarak anlattı…

Bu buluşunun hat, tefsir, ebat ve tasarım ayırımı yapılmadan bütün Kuran'ı Kerim'lere uyarlanabileceğini ifade eden Hasan Biçer çok yakın zamanda seri üretime geçeceklerini söyledi.

Biçer'in İslam dünyasında yeni bir çığır açacak dediği okumat için detaylı bilgileri www.okumat.net adresinden elde edebilirsiniz...

Ömer Karaoğlu Ramazan ilahi klip

21 Eyl 2008

Ömer Karaolu'nun güzel yorumuyla Ramazan ilahisine Hüseyin Goncegül ile birlikte çektikleri hoş klip ve sözleri...



Ömer Karaoğlu Ramazan sözleri
Kuran ayı Ramazan
Rahmet ayı Ramazan
Sabrın adı Ramazan
Şükrün adı Ramazan

Aç kalarak susuz kalarak
Gece secdeye vararak
Zengin yoksul demeden
Rahmetini umarak

Ramazan Ramazan ezberi bozan
Sabrı öğreten, Reyyanı yazan

Şeytanları durduran
Zincirlere vurduran
Sabrın adı Ramazan
Şükrün adı Ramazan

Sahip olduklarınızla mutlu olun...

20 Eyl 2008


Bir zamanlar, bir kralın muhteşem bir bahçesi varmış.
Harika bir günün sabahında, tüm ağaçların ve çiçeklerin canlılığını yitirdiğini ve solduklarını fark etmiş.

Bahçenin girişinde bulunan meşe ağacına, neden üzgün olduğunu sormuş.
Meşe, çam ağacı kadar büyük ve görkemli olmadığı için, yorgun ve bezgin olduğunu söylemiş.

Çam ağacı ise, üzüm salkımları taşımadığından dolayı sızlanmış.

Asma ise hayata küsmüş, çünkü şeftali ağacı gibi dik duramıyor ve onun kadar iyi meyve veremiyormuş.

Tüm ağaç ve çiçekler aynı konumdaymışlar...

Bununla birlikte, neşesini ve canlılığını kaybetmemiş beyaz bir papatya, kralın dikkatini çekmiş.

- "Güzel papatyam, bu yenilgiye uğramış ortamda, senin gibi küçük bir çiçeğin cesaretini kaybetmemiş olması beni mutlu etti. Hiç de yenilgiye uğramış gözükmüyorsun." demiş.

- "Hayır, ben pek önemli sayılmam, fakat düşündüm ki, eğer bir meşe veya bir çam veya bir şeftali ağacı ya da bir leylak isteseydin, onu dikerdin. Fakat bir papatya istediğini biliyorum, onun için ben de olabildiğim en güzel papatya olmaya karar verdim."

Durumunuz keyfinize göre olmayabilir. Kendinizden hoşnut olmayabilirsiniz; cesaretinizi yitirmiş olabilirsiniz...

Herşeyinizi, tekrar Allah'nın ellerine teslim edin. Sizin için başka bir durum düşünüyorsa, olayları değiştirecektir, gerekli olan O'nun iradesine" teslim olmaktır. Fakat büyük ihtimalle O, olduğunuz yerde kalmanızı
tercih eder.

Böylelikle, durumunuza uyum sağlamanıza yardım edecektir. Sadece, O'nu kabul ettiğinizde, sizi mutlu kılacaktır, ve şimdiki fırsatlarınız için minnettar olacaksınız.

Sahip olduklarınızla, elinizden gelenin en iyisini yapmaya gayret edin. Bu, çok değerli bir sanattır. O zaman, durumunuzdan memnun olacaksınız.

Veya, en azından, olayları olumluya döndürmenin memnuniyetini yaşayacaksınız.


Müzeler

18 Eyl 2008

ARKEOLOJİ MÜZESİ

İstanbul’da, Gülhane Parkı ile Topkapı Sarayı arasında yeralır. Dünyanın en büyük müzelerinden birisidir. İlk defa 1846 yılında Aya İrini Kilisesi’nde Mecma-i Esliha-i Atika ile Mecma-i Asar-ı Atika adları ile kurulmuştur. 1869 yılında “Müze-i Hümayun” adını almıştır. Müzenin eşyası 1873-1891 yılları arasında Çinili Köşkte saklanmıştır. Müze, 1891 yılında yapılan klasik üsluptaki bugünkü binada Osman Hamdi Bey tarafından “Asari Atika Müzesi” adı altında tekrar kurulmuştur.

Salonlarda çeşitli Yunan, Roma ve Bizans uygarlıklarına ait lahit, mezar taşı, kitabe, büst, heykel, kabartma, sütun başları ve mozaik gibi arkeolojik eserler sergilenmektedir. Müzenin tarih, arkeoloji, nümizmatik ve güzel sanatlara ilişkin kitaplardan oluşan zengin kütüphanesi ile kimya laboratuvarı, heykel onarım atölyesi ve fotoğrafhanesi vardır.

Kuruluş Yılı : 1891
Osman Hamdi Bey Yokuşu, 34400 Gülhane (212) 520 77 40
Açık Olduğu Gün ve Saatler : Pazartesi hariç 9.30 - 17.00

HAVACILIK MÜZESİ

İlk olarak 1971’de İzmir’de kurulan müze 1979 yılında kapanmış ve İstanbul’da bugünkü yerine taşınarak 1985’te yeniden ziyarete açılmıştır. Hem açık, hem de kapalı teşhir mekanlarına sahip olan müzede, ayrıca sinema, konferans salonu ve kafeterya da bulunmaktadır. Müzede jet motorlu ve pervaneli savaş uçakları, kargo uçakları, helikopterler, bazı havacılık silahları, resimler, amblemler, Türk havacılarından kalan madalya ve eşyalar sergilenmektedir.

Kuruluş Tarihi : 1971
Hava Harp Okulu Komutanlığı, Yeşilyurt (212) 574 11 00
Açık Olduğu Gün ve Saatler : Pazaretsi ve Salı hariç 9.00 - 17.00

ASKERİ MÜZE

Müzenin çekirdeğini Aya İrini’den getirilen silah ve eşyalar oluşturmuştur. İstanbul’un fethinden Sultan III. Ahmed dönemine kadar her türlü silah Ayasofya Camii’nin akasındaki Aya İrini Kilisesi’nde korunmuştu. Bu depo 1726’da Sultan III. Ahmed’in emriyle gezilebilecek bir biçimde düzenlendi. Daha sonra burası 1826 yılında gerçek anlamda bir müze haline getirildi. II. Dünya Savaşının başlamasıyla güvenliğini sağlamak için 1940 yılında Niğde’ye taşındı. Savaştan sonra bu silahlar tekrar İstanbul’a Maçka Silahhanesine getirildi.

1955 yılında ise müze bugünkü yeri olan Harbiye Kışlasının jimlastikhanesine nakledildi. Bu binanın restorasyonu 1959 yılında tamamlanarak, müze haline getirildi. Fakat yetersiz kalan bina yeniden restore edildi ve bir bölümü 1986’da tamamı ise 1993 yılında hizmete açıldı.

Müzenin zengin kolleksiyonunda; Osmanlı ordusunun her dönemine ait kıyafetler, ok ve yaydan çakmaklı tüfeklere kadar çeşitli silahlar, mühürler, zırhlar, padişah çadırı (otağ-ı hümayun), padişah kılıçları, sancaklar, Harbiye Nazırlarına ait fotoğraflar, Bizans Süvari Sancağı, Selçuklular’dan Cumhuriyet’e kadar kullanılmış çeşitli savaş eşyaları, Bizanslılar’ın Haliç’i kapattıkları zincir gibi çok sayıda ilginç eşya bulunmaktadır.

Müzenin açık olduğu günlerde saat 15.00 - 16.00 arasında Mehter Takımı konser de vermektedir.

Kuruluş Yılı : 1726
Valikonağı Cad. 80200 Nişantaşı (212) 240 62 55
Açık Olduğu Gün ve Saatler : Pazartesi - Salı hariç 9.00 - 17.00

YEREBATAN SARNICI MÜZESİ

Sultanahmet’te, Ayasofya - Gülhane Parkı yönünde sol taraftadır. “Yerebatan Sarayı” olarak da anılır. Yaklaşık 540 yılında Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından yaptırılmıştır. Kayalık bir arazinin oyulması ile yeraltında elde edilen alan, 300’den fazla sütun ile desteklenmiş ve burası şehre su temin eden en öenmli su haznesi olmuştur.

En son olarak 1985-1988 yılları arasında İstanbul Belediyesi tarafından temizlenmiş ve tamir edilmiş bulunan sarnıç, günümüzde ziyarete açıktır. Büyüleyici ve egzotik ortamıyla sarnıç, Sultanahmet’e gelen ziyaretçiler uğranılmadan geçilemeyecek bir mekandır.

Kuruluş Yılı : 1987
Yerebatan Cad. No: 13 34410 Sultanahmet (212) 522 12 59
Açık Olduğu Gün ve Saatler : Hergün
Kış : (01.10 -.30.03) 9.00 - 17.00
Yaz : (01.04 -30.09) 9.00 - 18.00

TÜRK İSLAM ESERLERİ MÜZESİ

İlk olarak 1914 yılında Süleymaniye Külliyesi’nin Darü
Müzede, Abbasilere, Memluklara, Selçuklulara ve Osmanlılara ait seramikler, cam kandiller, duvar çinileri, alçı kabartmalar, Selçuklu ve Osmanlılara ait halı ve Yörük Kilimleri, gümüş işlemeler, cenaze kemerleri, murassa eserler, sedef kakmalı rahleler, işlemeli bakır taşalr, sorguçlar, süs eşyaları, Kabe’nin anahtarı, değerli taşlarla süslü kandil ve şamdanlar, Sultan Yıldırım Beyazıt ile Sultan II. Selim’e ait büyük ustalık eseri hırkalar, Pertevniyal Sultan’a ait ibrik, Kafkas halıları, kaplar, çekmeceler, işlemeli kapılar, çok değerli el yazması Kur’an ve şahnameler, minyatürler, ciltler, yazı aletleri, Osmanlı Padişahlarına ait muhtelif fermanlar; sütun başlıkları, mezar taşları, kitabeler, tuğralar sergilenmektedir.

Kuruluş Yılı : 1914
İbrahim Paşa Sarayı , At Meydanı, Sultanahmet
Tel: (212) 518 18 05 - 518 18 06 Fax: (212) 518 18 07
Açık Olduğu Gün ve Saatler : Pazartesi hariç 9.30 - 17.00

RUMELİ HİSARI MÜZESİ

Boğaz’ın Rumeli yakasında, hisarla aynı ismi taşıyan semttedir. İstanbul’un fethi için hazırlıklar yapılırken, Boğaz’dan Bizans’a gelebilecek yardımları engelleyebilmek maksadıyla, 1452 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmıştır. Hisar, Boğaz’ın en dar yerinde ve Anadolu Hisarı’nın karşısında yer almaktadır. Bu iki hisara yerleştirilen toplar sayesinde Boğaz tamamen gemilerin geçişine kapatılmıştır.

Yerden yükseklikleri yaklaşık 30 m. olan üç kuleye sahip hisarın duvarlarının kalınlığı bazı kısımlarda 3 m.bazı yerlerde ise 5 m.’ye ulaşmaktadır. Surların uzunluğu kuzeyden güneye 250 m., doğudan batıya 125 m. dir. Fetihten bir müddet sonra savunma açısından önemi kalmayan hisar, idam mahkumu Yeniçerilerin cezalarının infaz edildiği, bazı devlet adamlarının ve yabancı temsilcilerin hapsedildiği bir zindan olarak kullanılmıştır. Son olarak 1953 yılında onarılan ve içine bir de açık hava tiyatrosu eklenen hisar, günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.

Tel: (212) 263 53 05
Açık Olduğu Gün ve Saatler: Pazartesi hariç 9.00-17.00

YEDİKULE HİSARI MÜZESİ

Kara surlarının Marmara’yla birleştiği yere yakın ve adını hisardan alan semttedir. Yedikule Hisarı, Bizans İmparatorlarının savaş dönüşlerinde kente girdikleri Altın Kapı’nın hemen arkasında, Fatih Sultan Mehmed tarafından inşa ettrilmiş bir iç kaledir.

Hisar inşa edilirken, daha önceden var olan Bizans Surlarına ait kuleye 3 yeni kule daha eklenmiş ve beşgen şeklinde, yedi kuleli bir iç kale elde edilmiştir. Bu hisar hem Sultan III. Murad zamanına kadar (1574-1595) Osmanlı devlet hazinesinin ve devlet evrakının muhafaza edildiği, hem de önemli yerli ve yabancı mahkumların tutulduğu bir yer olarak kullanılmıştır. Yedikule Zindanları’ında Sultan II. Osman, Trabzon Rum İmparatoru David Kommenos ve oğulları, son Abbasi Halifesi IV. Mütevekkil ve Kırım Hanı Mehmed Giray’da dahil bir çok yerli ve yabancı devlet adamı tutuklu kalmıştır.

Son olarak 1959’da restore edilen hisar, günümüzde, içinde şenlik ve konserlerin de düzenlendiği bir müze olarak kullanılmaktadır.

Kule Meydanı No: 4 Yedikule (212) 585 893 33
Açık Olduğu Gün ve Saatler: Pazartesi hariç 9.30-16.30

Mustafa Cihat Amenna İlahi Dinle

15 Eyl 2008

Mustafa Cihat / Seni Anlatamam İlahi

Ömer Karaoğlu / Hadi Ammar İlahi İzle

Aykut Kuşkaya / Mescid-i Aksa

Dereotunun faydaları

6 Eyl 2008

Salata, çorba, sos, balık ve et yemeklerinde kullanılan dereotunun tam bir şifa kaynağı.

Dereotu mide krampları ve spazmlarında oldukça etkili.

Nefes açmak ve kötü ağız kokulardan arınmak için yarım ya da bir çay kaşığı tohumunun çiğnenmesi yeterli.

Tohumları kusma, hıçkırık ve karın şişmesi gibi rahatsızlıklara iyi geliyor.
Tohumlarından yapılan çay, bağırsak yanmaları, karın ağrıları ve idrar yapamama gibi durumlarda fayda sağlıyor.

Sinirleri yatıştırır ve bedeni rahatlatır.

Sindirimi kolaylaştırır. Karın ağrılarına iyi gelir.

Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. Özellikle küçük çocuklarda gaz söktürücü etkisi önemlidir.

Düzenli tüketilmesi durumunda, emzikli kadınların sütünü arttırma gibi özelliği var.
Tohumları, sindirim sisteminde ishale neden olan birçok bakteriye karşı vücudu koruyor.

Mineral yönünden zengin olduğu için tuzsuz rejimlerde yer alır.

Bütün bu etkilerini sağlamak üzere, tohumları iyice olgunlaşmadan önce bitki kesilip çok sıkı olmayan demetler halinde bağlanarak kurutulur.

Tohumları iyice olgunlaşıp renkleri esmer kahverengine dönüşünce yere temiz bez ya da kâğıt serilip üzerinde demetler dövülerek tohumlarını dökmesi sağlanır.

Bu tohumlardan 1-2 tatlı kaşığı alınarak hafifçe ezilip üzerine 1 bardak kaynar su dökülür ve 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Yemeklerden önce bu infüzyondan birer bardak içilir.

Hayvanlar üzerindeki denemelerde, damarlarda genişlemeyi arttırdığı ve kan basıncını düşürdüğü, solunumu teşvik ettiği ve kalp atış hızını azalttığı tespit edildi.

Yine fareler üzerinde yapılan denemelerde, dereotu yapraklarından çıkarılan coumarin (vanilyaya benzeyen koku) 14 günlük kürü ile farelerin kan serumunda trigliserit seviyesinde yüzde 50, toplam kolesterol seviyesinde ise yüzde 20 azalma belirlendi.

Senai Demirci / Yandım Kul Oldum

2 Eyl 2008

Senai Demirci Yandım Kul Oldum, Yandım Kül Oldum, Yandım Gül Oldum...

Hz. Ebu Bekir Belgeseli

Yusuf İslam Bismillah ilahisi

1 Eyl 2008

Design by Blogger Templates